Baha Sadık Akıner

Baha Sadık Akıner

Şimdi nasıl yazılır, nasıl anlatılır ki, bir kâğıt bir kalemle Selim İleri?


Okuyabiliyorsan oku oku, yazabiliyorsan da Tanrı, yüreğinden - zihninden - aforizmalarından parmak uçlarına bir kanal açtıysa yaz yaz bitmeyecek bir Usta'yı kaybettik….

Bu ilk duygular dostlar... 

Tahlil öncesi, ölüm sonrası... 

Usta'm Hüseyin Sungur verdi haberi. Yüreğime bir köz daha düştü.

"Her Gece Bodrum", " Uzak, Hep Uzak" adlı romanlarını okumadıysanız mesela, çok şey kaçırmışsınız demektir. 

Şimdi nasıl yazılır, nasıl anlatılır ki, bir kâğıt bir kalemle Selim İleri? 

Ölüm sonrası, ağır hasara uğramış duyguların tam ortası... 

Yaşamında kitabın değer kazanması, annesinin O'na okuduğu masallarla başladı. Dokuz yaşında, okumaya başladığı Kemalettin Tuğcu romanlarıyla birlikte; Kerime Nadir, Ethem İzzet Benice, Muazzez Tahsin Berkant gibi popüler romancıların eserlerindeki duyarlılıklardan etkilendi ve onlardan öğrendiği duyarlılıkları kendi romanlarına taşıdı Selim İleri... 

Lise döneminde, Yakup Kadri’nin, Reşat Nuri’nin, özellikle Halide Edip’in romanlarını okurken edebiyatın dışında her şeye yabancılaştı. 

"Edebiyatın dışında her şeye yabancılaşmak" nasıl bir coşku, nasıl bir seviye Usta, hele daha çocuk yaşta? 

Aynı süreçte, Camus, Kafka, Sartre romanlarıyla birlikte Abdülhak Şinasi Hisar, Ahmet Hamdi Tanpınar, Attilâ İlhan, Jane Austen, Nezihe Meriç, Oktay Akbal, Virginia Woolf gibi edebiyatçıların eserlerini okuyarak edebiyatı yaşamın kendisi olarak görmeye başladı. 

Ya "Edebiyatı yaşamın kendisi olarak görmek???"

Başka bir boyut olsa gerek... 

Kelimeler yitik, betimlemeler hüzünlü... 

Huzurla uyu Selim İleri. Tuttuğun ışık, gösterdiğin yol; yolumuz. İyi ki geldin geçtin bu coğrafyadan ve iyi ki yazdın. İyi ki...
 




ARŞİV YAZILAR