Baha Sadık Akıner

Baha Sadık Akıner

SAFİYE ALİ (2 Şubat 1894-5 Temmuz 1952)


2 Şubat 1894’te, İstanbul’da, Sultan Abdülaziz’in yaverlerinden Ali Kırat Paşa’dan olur. Mekke Şeyhülislamı'nın kızı Emine Hasene Hanım'dan doğar. Kimden mi bahsediyorum dostlar: Ülkemizin ilk kadın doktoru Safiye Ali öldü bugün, 5 Temmuz 1952'de, vatanından çok uzaklarda, Dortmund'da…

*****

Annesi Emine Hasene Hanım, Ali Kırat Paşa’nın ikinci eşidir. Safiye ise ailenin 4 kızının, en küçüğüdür. Ailenin en büyük kızı Adviye Sargut da Bülent Ecevit’in anneannesidir.

Safiye; küçük yaşlardan itibaren edebiyata, müziğe ve yabancı dile ilgi duyar. Henüz 16 yaşına geldiğinde, yedi dili konuşup yazmaya başlamıştır bile. 1916 yılında, Amerikan Kız Koleji’nden mezun olur.

Tam 18 yaşındaydı, Balkan Savaşı çıktı.

Bulgaristan Krallığı, Sırbistan Krallığı, Yunanistan Krallığı ve Karadağ Krallığı'ndan oluşan Balkan Birliği; Osmanlı İmparatorluğu'nun Balkanlardaki topraklarına saldırmıştı.

Cepheden getirilen yaralıları gördü ve çocukluğundan beri hayâlini kurduğu doktor olmak için son kararını verdi.

Damarlarına kadar hissediyordu. Buydu isteği...

*****

Vatanına, milletine, kadınlara, çocuklara, tüm insanlarına yardım edecekti. Hangi kapıyı çalsa; ‘’Tıp Fakültesi'ne kadın öğrenci alamayız’’ sözüyle karşılaşsa da, kafaya koymuştu bir kere, doktor olacaktı.

Dönemin Maarif Vekili Şükrü Bey’in desteğiyle, Tıp eğitimi almak üzere Almanya’ya yollandı. 

Almanya...

Orada geçirdiği yılları, “Hayatımın en güzel zamanı, Almanya’da geçen tahsil hayatımdır” diyerek anlatır.

Almanya’da kadın ve çocuk hastalıkları üzerine ihtisas yaptı. Bu yıllarda açlık ve sefaletin dibini gördü.

Günlüğünde şöyle yazar:

‘’Çöpten çıkarıp geceleri yediğim ekmek hiç ağrıma gitmiyor. Ağrıma giden, ülkemde Tıp Fakültesi varken bu gurbet elde olmam. Kadınların erkeklerden ne farkı var? Ne olursa olsun ülkeme doktor olarak döneceğim.’’

*****

1921 yılında Würzburg Üniversitesi’nden mezun oldu. Ve üniversitede kalarak, "Kadın ve Çocuk Hastalıkları" üzerine uzmanlığını aldı.

Okul arkadaşlarından biri vardır ki, Safiye'ye âşıktı. Alman Ferdinand Krekeler... 

Savaşta bir ayağını kaybetmiş olan Krekeler'in, Hatice aşkı öyle büyüktü ki; üniversitedeki kariyerini bir kenara bırakarak, eşi ile 1923'te Türkiye'ye geldi ve Müslüman olarak Ferdi Ali ismini aldı.

"Ne olursa olsun ülkeme doktor olarak döneceğim.’’ demişti ya, Cumhuriyetin kurulduğu yıl olan 1923'te, eşi Ferdi Ali ile ülkesine gelir gelmez çalışmaya koyuldu Safiye Ali. En büyük isteği, halkına ve ülkesine hizmet etmekti.

Genç Cumhuriyetimizin; her alanda olduğu gibi, kendisi gibi genç ve idealist doktorlara da ihtiyacı vardı. İstanbul Cağaloğlu Nuruosmaniye Caddesi’nde, göz doktoru olan eşiyle birlikte bir muayenehane açtılar. Gazeteye de şöyle bir lan verdiler; "Dr. Safiye Ali... Kadın ve çocuk hastalarını; Cuma ve Pazar'dan maada her gün ve öğleden sonra, İstanbul'da Nuruosmaniye Caddesi'nde, 52 numaralı muayenehanesinde kabul eder."

İlk başta bir kadın doktor olarak yadırgandı. Yadırganması ve ön yargıyla bakılması da kadın olduğu için kendisine itimat edilmemesi ve az ücret ödenmek istenmesiydi. 

Ali, maddi sıkıntı çeken hastalarından ücret almayacağını beyan etti. Ve zamanla insanlara kendisini tanıtıp onların güvenini kazandığından, muayenehanesi dolup taşmaya başladı.

Aranan ve itimat edilen bir doktordu artık. Alman ve Amerikan Elçiliklerinde de doktorluk yaptı.

*****

1924 yılında Dr. Besim Ömer Paşa ile Osmanlı Hilal-i Ahmer Cemiyeti Kadınlar Merkezi’nin kurulmasına da öncülük etti. Cemiyet çatısı altında kadınlara açılan muayenehanenin yanında, küçük çocuklar için de bir muayenehane açtılar.

Muayenehanelerde sunulan sağlık hizmetleri, Safiye Ali ve hasta bakıcılar tarafından yürütüldü. Merkezde sadece sağlık hizmeti değil; çocuklara yiyecek, temizlik malzemesi, giysi yardımı da yapıldı. 

Annelere ve çocuklara büyük faydalar sağlayan bu merkez, 1925 tarihinde kapatıldı. Fakat Safiye Ali durmadı. Anne ve çocuklara her bakımdan destek olmayı sürdürdü.

Savaş yıllarının uzun sürmesi, ekonomik sıkıntının yanında yetim ve kimsesiz çocukların sayısında artışa da sebep oldu. Bu dönemde yine çeşitli cemiyetler ve kuruluşların önderliğinde, kadın ve çocuk sağlığı için çalışmalarını sürdürdü Safiye Ali...

1926 yılında, Almanya, İsviçre ve Avusturya gibi ülkelerde kurulan çocuk müzelerini örnek alarak, ülkemizde bir Çocuk Müzesi kurdu. Almanca, Fransızca ve İngilizce kitaplardan derleyip kendi deneyimlerini de katarak; "Küçük Çocuklar Muayenehanesi ve Süt Damlası" adıyla da bir kitap da yazdı. Eserini, bu konuda kendisini her zaman teşvik eden Besim Ömer Paşa'ya ithaf etti.

*****

Safiye Ali, üç uluslararası kongrede Türkiye’yi temsil etmiştir. 1924 senesinde katıldığı ilk uluslararası kongre olan Londra’daki Beynelmilel Kadın Doktorlar Kongresi, uluslararası bir kongrede Türkiye’yi temsil eden ilk kadın delege olma bakımından önemlidir.

Ve kongrede şu konuşmayı yapmıştır; “Öncelikle belirtmeliyim ki; ben burada hâli hazırdaki kadın doktorları değil, yakın bir vadede yetişecek olan kadın doktorları temsil ediyorum. Ben burada mazinin esaret zincirlerini kıran, paslı izlerini silen ve son senelerde çocuklarımız için yorulmak bilmez bir çaba ve çalışma içinde olan Doktor Refik Saydam Beyefendi’nin vücuda getirdiği faaliyet ve çalışmalardan ve kadınlara her zaman destek veren büyük Gazi’mizden bahsettim.”

Safiye ALİ aynı zamanda, kadınların haklarını korumak amacıyla 1924 yılında kurulan Türk Kadınlar Birliği'nin kurucuları arasındadır. Ömrü; halkına ve kadınlara, çocuklara dair çalışmalarla ve hizmetlerle geçmiştir.

Henüz 34 yaşındayken kansere yakalandı Safiye Ali. Tedavi olmak amacıyla, Almanya’nın Dortmund şehrine gitti. Geçirmiş olduğu başarılı operasyon sonrası Dortmund’a yerleşme kararı aldı.

Almanya’da bulunduğu sırada 2. Dünya Savaşı başladı. Savaş bittikten sonra tekrar ülkesine döndü. Ama hastalığı tekrarladı ve mecburen Dortmund’a dönmek zorunda kaldı.

*****

72 yıl önce bugün, 5 Temmuz 1952, Cumartesi sabahı... Güneş, yine vatanından uzak, yine vatanına hasret bir değerimiz için son defa doğduğu sıralarda, bir sabah rüzgârında, son sözleri döküldü Hatice Safiye Ali'nin ağzından:

“Kadınlar size emanet!“

*****

9 Temmuz 1952'de, Dortmund’da toprağa verildi. Dortmund Merkez Mezarlığı'nda düzenlenen cenaze töreninde, Alman sağlık otoritelerince saygın bir yeri olan Prof. Dr. Lehmann şöyle dedi Safiye Ali için: 

“Safiye’nin yüreği bir pırlantaydı. Bizim kalbimizde hayranlık duyduğumuz yardımsever bir melek olarak yaşayacaktır.”

*****

Emanetin emanetimiz Safiye Ali...

Anlamadığım şu: Niye adına bir hastane, sağlık tesisi kurulmaz? Türkiye’nin ilk kadın doktoru niye hiç tanınmaz? Mücadelem de bu...

Ruhun şad olsun Safiye Ali. İyi ki geldin geçtin bu dünyadan, iyi ki...
 




ARŞİV YAZILAR