Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, Tutuklu gazeteci ve Türk milliyetçilerinin tahliyesi üzerine basın açıklaması yaptı.
Önceki görülen duruşmada, sosyal medyada mültecilere yönelik nefret söylemleri içeren paylaşımlar yaptıkları suçlamasıyla 10'u tutuklu sanığın tahliyesine, 30 sanığın ise adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasına karar verildi. Özdağ, duruşmanın ardından basın açıklamasında bulundu.
Özdağ, konuya ilişkin yaptığı basın açıklamasında şunları söyledi: "Bu sessiz istiladan rahatsız olan vatansever Türk evlatları bu istilaya karşı tepkilerini sosyal medyada demokratik hukuk devletinin kuralları içerisinde ifade edince ülkemizi bu sessiz istilaya açan saray rejiminin bu insanları susturmak için ve toplumu bu konuda suskunluğa ve yılgınlığa itmek için sessiz istila karşısında sessiz kalmalarını sağlamak için bir dizi tutuklama yaptığını gördük. Bu tutuklamaların hedefinde Zafer Partisi’nin ve Zafer Partisi’nin istilaya karşı direnişinin olduğunu biliyoruz. Tutuklamalar başlar başlamaz yapmış olduğumuz basın toplantısında şunu söylemiştik, 'Birbirimizi doğru anlayalım. Bizi öldürmedikçe susturamazsınız.' Biz hala aynı noktadayız. Atatürk’ün kurmuş olduğu cumhuriyeti yıktırmayacağız. Türkiye’yi istila ettirmeyeceğiz. 13 milyon sığınmacı ve kaçağı vatanlarına geri yollayacağız.
Bugün görülen davada bu istilaya karşı çıkan şerefli Türk evlatları mahkeme tarafından tahliye edildiler. Biz bunu bir zafer olarak görmüyoruz. Esasen bu insanların üç aydan beri hapishanede tutuluyor olması dahi kabul edilemez. Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da Ege adlı bir genç bir itiş kakıştan sonra tutuklandıysa, Ege’nin tutuklanması da kabul edilemez. Çünkü Ege’nin yapmış olduğu, göstermiş olduğu tepki fiili eyleme dönüştüğü andan itibaren tasvip etmediğimiz bir eylem ama bu Ege’nin milli hislerle hareket ettiği gerçeğini ortadan kaldırmaz. Üstelik polisin yanında Ege’ye saldırı oluyor. Ege’ye saldıran tutuklanmıyor fakat Ege yasaya aykırı olarak tutuklanıyor. Bu mu adalet? Herkese eşitlik bu mu? Bu ülkede cumhuriyeti savunursan kuruluş esaslarını savunursan eşit değil baskı altındasın ama cumhuriyeti yıkmaktan bahsedersen, örtülü istilayı desteklemekten bahsedersen kapılar önünde açılıyor. Biz, Zafer Partisi olarak bundan sonra da şimdiye kadar olduğu gibi Türkiye’nin Atatürk çizgisinde kuruluş felsefesi üzerinde 21. Yüzyıla doğru ilerleme mücadelesini kararlılıkla sürdüreceğiz. Örtülü istilaya da aynı kararlılıkla karşı çıkacağız.
Bu tür saldırılar, bu tür baskı politikaları bizi yıldırmıyor. Siz baskı yaptıkça Zafer Partisi büyüyor. Evet, bakın bugün Türkiye’nin dört bir yanından buraya yüzlerce insan Zafer Partili geldiler ve tavırlarını ortaya koydular. Bundan sonra baskı yaparsanız on binlerce daha sonra yüz binlerce insan gelecek. Yol yakınken bu yanlış yoldan geri dönün. Sığınmacıları, işgalcileri vatanlarına yollamak için Türkiye artık hazırlıklara başlasın. Bu kadar gerilim, istila, toplumsal kutuplaşmanın Türkiye’nin hayrına olmadığı açık. Zafer Partisi üzerine düşenin fazlasını yapıyor. Artık sıra AKP’nin de üstüne düşeni yapması ve toplumsal kutuplaşmayı bitirmek için hukuk devletinin kurallarını uygulaması, başka bir şey istemiyoruz. Mevcut anayasaya sadık olması, başka bir şey istemiyoruz."