Baha Sadık Akıner

Baha Sadık Akıner

Cemil Meriç (12 Aralık 1916 -13 Haziran 1987)


"Şiir, gökyüzüne çizilmiş resimdir." demiş Goethe. Bu sözü duyduğumdan beri gökyüzüne resim çizebilme kudretinin sadece ve sadece şiirde olduğunu düşünürüm ben de…

“Şiiri tanımlamaya çalışmak, gökyüzüne merdiven kurmaya benzer.” demiş yine bir şair. Kurmuş gökyüzüne merdiveni. Bu da bir şiiri yaşama, şiiri hayatının tam ortasına bağlama değil mi? Şiir ya; oramıza, buramıza bulaşan, bulandığımız. Yaşamı şiire bağlamışız; an be an, şiirdir yaşadığımız…

Anlık kararların belirtecidir şiir, ihtilâli körükler durur. Düş yoluna doludizgin giderken, birden, hiç anlamadan gerçeğin en amansız savunucusu olur…

Ya Aşk, şiir sebebi…

Mecnun’a Leyla için demişler ki: Bu mu uğruna deli divane olup, çöllere düştüğün kadın? “Şşşşşt!” demiş Kays (Mecnun), “O Leyla evet ama siz Kays değilsiniz…”

Aşk budur dostlar!

Kimi platonik der, kimi kavuşamamak der; kimi ise, tutkun sevginin 'acı çekme hâli' der adına ya; binyıllardır, tarifi konuşulur...

Aşk; ruhunu ve benliğini kapsayan, yüreğini teslim ettiğin bir 'sarmaşık olma hâli'dir...

Önce yürekte açan bir tomurcuk. Su verdikçe yeterince, çok güzel bir fide. İlgini gösterdikçe, sürekli büyüyen bir ağaç...

Büyüyüp büyüyüp, büyütüp büyütüp, o koca ağacı sarıp sarmalayan, kimi zaman çok ilgiden ve çok sudan çürüten, kimi zaman ilgisizlikten ve susuzluktan kurutan, sonra o ağaç devrildiği zaman, başka bir ağaca tutunan bir 'sarmaşık'...

*****

Bugünkü konuğumuz Cemil Meriç dostlar…

12 Aralık 1916’da, Osmanlı’yken her yer hâlâ, Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde doğar Cemil Meriç…

Ölmedi yaşıyor; şiirlerinde, dizelerinde. Cemil Meriç, 108 yaşında…

Cemil Meriç ki; şiirden, şairden bahsederken kelimeleri ön plâna çıkarır. Kelimelerin raksından dem vurur: Gül ıtrıyla selâmlar sabahı, şair yaratır. Pınar hangi susuzlukları giderdiğinin farkında mı? Güneş sarayları da aydınlatır, kulübeleri de. Öyle seveceksin ki kelimeleri, yalnız senin için raks edecekler. Kelimeler de bütün sevgiler gibi kıskanç. Senin olmalarını istiyorsan, onların olacaksın, yalnız onların…
 
Ne kadar güzel ve anlamlı sözler değil mi? Kelimelerin raks ettiği güzel şiirler mi? Dokunur yüreklere, kavurur da kavurur…

*****

"Sensiz; bütün kitaplar yavan, bütün şiirler soluk, bütün şarkılar ahenksiz!" der yine bir şiirinde...

Bazı adamlar var bu hayatta; sevgisini, merhemli parmak uçları marifetiyle, dizelerine serpiştiren. Bazı kadınlar var dostlar; adına destanlar-şiirler yazılan, sevgisini taaa yüreğine gömen, alıp başına tâc eden...

Şairler ve Aşk'ları!

Binyıllardır süregelen evrende, az kullanılmış kelimelere sihir üfleyip, bâkire cümleler kuran. Nakış nakış işledikleri dizelerinden, mısra mısra yüreğinden dökülen sihirli cümlelerden ve hissettirdiklerinden; sanki başka bir evrene ait, başka bir boyutta gibi Aşk'ları...

Ne dersiniz? Tıpkı; Lamia Çataloğlu'nun, Cemil Meriç'e gönderdiği bir mektubunda:

"O kadar edebi yazıyorsun ki,
Beni o kadar yüceltiyorsun ki; 
Hitap edilen kadın,
Ben değilim sanki..." dedirtecek kadar...

*****

Bu hem Cemil Meriç’in hem de Cemil Meriç ile İngilizce öğretmeni Lâmia Çataloğlu'nun, Aşk hikâyesidir. Bu tam da doğum gününde Cemil Meriç'in, sevdiceği Lâmia'sına yazdığı Aşk mektuplarından birisidir:

"Sen'siz;
Bütün kitaplar yavan, 
Bütün şiirler soluk, 
Bütün şarkılar ahenksiz...

Yalnız Sen'de yaşamak, 
Yalnız Sen'in için yaşamak… 

Bütün dostlardan, 
Bütün düşmanlardan, 
Bütün yabancılardan uzak bir dünyada;
Sen'in için konuşmak, 
Sen'in için yazmak, 
Sen'in için yaratmak...

Zirvelerdesin;
Büyük mustariplerin, 
Büyük ermişlerin, 
Büyük ruhların kanat çırptığı zirvelerde...

Ve kendimden utanıyorum;
Ben toprağım, Sen arş.
Ben ten’im, Sen gönül.
Ben alev’im, Sen ışık...

“Ben Sen’im” diyorsun, bir mektubunda.
Saçlarımı okşamak istediğin zaman, 
Kendi saçlarını okşa, e mi!
     
Leyla bir tomurcuk, Sen bir muhteşem gül.
Leyla bir mısra, Sen bir destansın.
Leyla bir kıvılcım, Sen bir şafaksın.
Leyla bir tecessüs, 
Leyla bir masal, 
Leyla yaşamayan, 
Leyla bir yarım...

Sen'sin benim gerçeğim;
Ben, Sen'inle varım...

Hangi sevgili, Sen'inle boy ölçüşebilir? 
Lamia'm benim...

Sen doyulmayan, Sen kanılmayan, 
Sen rüyâ, Sen gerçek...

Sen'i kaburgamdan yarattım.
Hayır, gönlümden yarattım.
Kafamdan yarattım.
Belki de ben, Sen'in kaburganım...

Cennette beraberdik ve ismin Havva’ydı.
Arzularımı susturamıyorum.
Şımarığım, yaramazım, alçağım...

Mektuplarınla yaşıyorum.
Garip bir hayat bu; Sen'inle yatıyor, Sen'inle kalkıyorum...

Lamia'm benim!
Sen benim; bütünüm, kemâlim, 
Zindanımı aydınlatan ışık, gözbebeğimsin..."

Ahh ki ah! Ne Aşk'lar, ne duygular; hepsi, ama hepsi bir şiirin içinde anlam kazanıyorlar...

Doğum günün kutlu olsun Cemil Meriç. Şiir'aydın dostlar. İyi ki şiir var...
 




ARŞİV YAZILAR