Memur ile memur emeklisinin önümüzdeki 2 yıllık mali ve sosyal haklarının belirleneceği toplu sözleşme görüşmeleri sürürken alanlara inen KESK üyesi kamu çalışanları, bir kez daha ses yükselterek hükümete taleplerine kulak verme çağrısı yaptı.
Memur ile memur emeklisinin önümüzdeki 2 yıllık mali ve sosyal haklarının belirleneceği toplu sözleşme görüşmeleri sürürken alanlara inen KESK üyesi kamu çalışanları, bir kez daha ses yükselterek hükümete taleplerine kulak verme çağrısı yaptı. Ülke genelinde yapılan basın açıklamalarının Mersin ayağı, KESK Mersin Şubeler Platformunca Özgür Çocuk Parkında gerçekleştirildi. Açıklamaya KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil de katılım sağladı. Burada Platform adına konuşan Eğitim-Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül, “Hem iktidarı hem yandaş konfederasyonları uyarıyoruz; hayat TÜİK rakamlarına göre akmıyor, ekmeğimizle oynamayın” diye seslendi.
“ARTIK ÖFKEMİZ SEL OLDU, İSYANIMIZ ÇIĞ GİBİ BÜYÜDÜ”
“İktidarın kamu emekçileri ve emeklilerinin 2024-2025 yılları toplu sözleşmesi taleplerine dair ilk teklifini sunmasına birkaç gün kaldı. Milyonların gözü o masadan çıkacak kararlara çevrilmiş durumda. Öncesinde kurulan 6 masadan çıkan kararlara bakıldığında 7. Masadan da ne çıkacağını tahmin edebiliyoruz. Geride bıraktığımız 12 yıl içinde kaybeden hep biz olduk. Her seferinde daha fazla yoksullaştırıldık, daha güvencesiz hale getirildik. Haklarımız tek tek elimizden alındı. Çünkü o masanın biçimini ve özünü tarif eden yasa daha baştan tüm kuralları işverenin lehine koymuş. Yetmemiş masada oturan yandaş konfederasyona her türlü avantajı vererek işini yüzde birlik bir riske dahi bırakmamış. O da yetmemiş masaya oturmadan TÜİK eliyle rakamlara takla attırılmış ve masaya götürülecek teklifin en asgari düzeyde olmasının önü açılmış” diye konuşan Sümbül, “Masada diğer yüzlerce talebimiz gibi kadın talepleri de görmezden gelinmiş. Konfederasyonumuz adına bu yıl görüşmelere katılan ve masanın tek kadın temsilcisi olan Eş Genel Başkanımızın İstanbul Sözleşmesi’ni dile getirir getirmez iki yandaş konfederasyon genel başkanlarının sözlü saldırısına uğraması da nasıl bir zihniyetle karşı karşıya olduğumuza dair tarihe not düşülmesini sağlamıştır. Tüm bunları teşhir etmek, taleplerimizi dile getirmek için eylem ve etkinlik yapmak istediğimizde ise karşımıza binlerce polis dikilmiş, müdahale edilmiş, arkadaşlarımız gözaltına alınmıştır. Buradan bir kez daha mücadelemizin öncelikli hedefinin grevli toplu sözleşmeli gerçek bir TİS masanın kurulması olduğunun altını çizmek istiyoruz. Bunu başaramadığımız sürece yandaş konfederasyonlarla iktidarın danışıklı dövüşü devam edecektir. Aslında danışıklı dövüş tanımlaması da naif kalmaktadır. Birbirlerine iltifat etmekten taleplerini söylemeye zaman bulamıyorlar! İktidarı zora sokacak bir talebi dile getirmemek için kırk dereden su getiriyorlar. Bir konfederasyon düşünün ki, seyyanen, ek ödeme, ilave ödeme adı altında emekliliğimize yansımayan artışların emekliliğimize yansıtılmasını bir talep olarak dahi dile getirmesin! Konfederasyonlardan biri hiç dile getirmez iken diğer konfederasyon ise sözlü olarak söyleyip resmi teklif metninde ise hesaplamaya dâhil etmiyor. İçerideki tutum ve duruşları budur. Basın önüne çıkınca aslan kesilmeleri ise kamu emekçileri ve özellikle emeklilerinin giderek büyüyen öfke ve isyanlarını kontrol altında tutmak içindir. Artık öfkemiz sel oldu, isyanımız çığ gibi büyüdü, büyüyor. Bu üçüz kardeşlere dur demenin vakti geldi de geçiyor. Siyasal alanda nasıl bir ittifak yapıyorlarsa yapsınlar ancak ellerini ceplerimizden çeksinler. Zaten artık ceplerimiz de boşaldı, eve ekmek götüremez hale geldik. Kira fiyatları karabasan oldu” dedi.
“GIDA FİYATLARI ALDI BAŞINI GİDİYOR”
Özellikle Büyükşehirlerde asgari ücrete kiralık ev bulanların adeta bayram eder hale geldiğini ifade eden Sümbül, “Ortalama maaş alan bir kamu emekçisi maaşının yüzde 70’ini kiraya ayırmak zorunda kalıyor. Gıda fiyatları aldı başını gidiyor. Sadece son bir ayda temel gıda maddelerine yüzde 30’un üzerinde zam yapıldı. İğneden ipliğe her şeye yansıyan akaryakıta yapılan zamları takip edemez hale geldik. Akaryakıta sadece son bir ayda yüzde 60’ın üzerinde zam yapıldı, bu akşam yeni bir zammın olup olmayacağını yaşayarak göreceğiz. Bir yandan kavurucu sıcaklar bir yandan zam furyası altında nefes almaya çalışıyoruz. Göz göre göre ekonomik krize yol açanların, bu krizden nemalananların, krizde daha yüksek kar elde edenlerin sıra emekçilere gelince “kaynak yok” demelerini kabul etmiyoruz. Çünkü yalan söylüyorlar. Tıpkı doğayı talan ettikleri gibi kaynakları da talan ettiler. Kaynaklarımızı sermayeye, kendi eş dostlarına peşkeş çektiler. Mevcut ekonomik krizden şikâyet eden, zordayız diyen bir tane sermaye temsilcisi gördünüz mü? Göremezsiniz çünkü öyle bir dertleri yok. Eskisinden daha fazla kar elde ediyorlar. Ama bizler bırakın ay sonunu ayın ortasını bile zor getiriyoruz. Biz yoksullaştıkça onlar zenginleşiyor, büyüyor. Hem maaşımızdan-ücretimizden kaynakta kesilen vergilerle, hem tükettiğimiz her üründe ödediğimiz KDV, ÖTV gibi dolaylı vergilerin gittikçe artırılması ile tüm yük bize yıkılıyor. Satın alma gücümüz her geçen gün eriyor. Maaşlarımız, ücretlerimiz buharlaşıyor. Bankaya, çevresine, akrabalarına borcu olmayan kamu emekçisi yok. Emeklilerin durumunu tarif edecek kelime bulamıyoruz. Emekliliği gelmiş on binlerce çalışan emeklilikte alacağı maaşı öğrenince kahrola kahrola çalışmaya devam etmek zorunda kalıyor” şeklinde konuştu.