Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Hukuk Sekreteri Uz. Dr. Çağlar Özen, eylem öncesinde bakanlığın kendilerine eylemden vazgeçirmek için bir mektup gönderdiğini ancak samimi bulmadıkları mektubun gerçekçi olmayan vaatlerle dolu olduğunu açıkladı.
Aile hekimleri 1 Ağustos 2023 itibariyle nitelikli sağlık hizmeti için Bakanlığına seslerini duyurabilmek amacıyla iki günlük iş bırakma eylemine başladı. 19 Sendika 2 Aile Hekimliği Federasyonu olmak üzere toplam 21 STK’nın birleşimiyle kurulan Sağlık ve Sosyal Hizmet Birlik ve Mücadele Platformu (SABİM) sağlık çalışanlarının haklarını alana kadar mücadeleye devam edeceklerini açıkladı. SABİM üyesi olan aile hekimleri ve çalışanları adına Mersin Toros Devlet Hastanesi önünde bir basın açıklaması yapan Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Hukuk Sekreteri Uz. Dr. Çağlar Özen, eylem öncesinde bakanlığın kendilerine eylemden vazgeçirmek için bir mektup gönderdiğini ancak samimi bulmadıkları mektubun gerçekçi olmayan vaatlerle dolu olduğunu açıkladı.
“YAMA İŞİ YENİ BİR YÖNETMELİĞİMİZ OLDU”
Eylemden 2 gün önce aile hekimliği sözleşme ve ödeme yönetmeliğinde değişiklik yapıldığına dikkat çeken Uz. Dr. Çağlar Özen “Eskiden ceza yönetmeliği dediğimiz ve Birlik ve Dayanışma Sendikası olarak hukuk yoluyla yok hükmüne getirip hiç ettiğimiz yönetmelik yerine moda akımına uyar gibi yama işi, yeni bir yönetmeliğimiz oldu. Bu son moda yönetmelik bizi çok güldürdü. Zira bambaşka bir kanun olan aile hekimliği kanununu yine bambaşka bir kanun olan 657 DMK’nun disiplin hükümleriyle yamamaya çalışmışlar. Akıllara zarar. Bu haliyle bu yama dikiş tutmaz. Kumaş elbiseye kâğıt yama yapılmaz. Elma ve armut gibi. Alt alta konup toplanmaz. Bu yamayı söker atarız. Daha doğrusu hukuk bu yamaya izin vermez. Yıllardır anlatıyoruz anlamıyorsunuz. Kötüyü daha kötüyle değiştirerek karşılık veriyorsunuz. Sanıyoruz yetkililerde hem niyet kötü, hem de iş bilmiyorlar, liyakat kötü. Öyle olmasa dün çoğumuza iş bırakırsanız cezalandırılırsınız diyen mesajlar ve resmî yazılar gönderip sendikal faaliyeti engellemeye çalışmaz bizleri tehditle baskı altına alıp korkutup yıldırmaya çalışmazdınız. Peki dün akşam saatlerinde bizlere gönderdiğiniz mektuba ne demeli? Okuyan önce sanır ki ortamımız dikensiz gül bahçesi. Şiddeti çözdük demişsiniz. Daha birkaç gün önce hastanelerde silahlı baskınlar, hekimlere silahlı saldırılar olmadı mı? İtibar demişsiniz. Daha birkaç ay önce bir vatandaş medyada biz artık doktor dövebiliyoruz diye övünmedi mi? İtibarımızı getirdiğiniz nokta bu. Eserinizi görün. Gelirimizi çok arttırmışsınız. Biz niye fark etmedik? Aldığımız para miktarını değil o parayla geçen yıllara göre kıyaslamalı alım gücümüzü konuşalım isterseniz. Emekliliğe yansıyan tek ödeme demişiz, destekten teşvikten 1000 parçaya bölünmüş, olmadık şartlara bağlayarak vermemek için fırsat kolladığınız bir paradan söz ediyorsunuz” şeklinde konuştu.
“SAMİMİ OLSANIZ KANUN MADDESİNİ DEĞİŞTİRİRDİNİZ!”
Bakanlığın gönderdiği mektuptaki tek somut gerçeğin sağlık çalışanlarının teşvik ödemelerinin tavana takıldığı için gülünç bir noktada olduğunun kabul edilmesi olduğunu kaydeden Uz. Dr. Çağlar Özen, “Madem öyle eylemi kırmaya yönelik mektup yazacağınıza neden değiştiremediniz Aile Sağlığı çalışanları ile ilgili kanun maddesini? Neden çıkarmadınız oradaki 1.5 sayısını? Örneğin en azından 3 ‘e? Sayısız torba yasalardan birine bakardı. Samimi olduğunuzu düşünmüyoruz. Yanlış algı yaratma çabanız boşuna” diye konuştu. Mektupta Bakanlığın sağlık çalışanlarının eylemine sokak yoluyla deyip hoş karşılamayacağını belirttiğini anlatan Dr, Özen “Biz demokratik ülkelerde insanların derdini dile getirdiği ve yasal sayılan sokaklarda değiliz henüz sayın bakan. Demokratik hak mücadelemiz için alanlarda basın açıklaması yapıyoruz” uyarısında bulundu. Aile hekimleri olarak sağlık sektörünün yamalı bohçalarla yönetilemeyeceğine inandığını belirten Dr Özen, “Bizi boş vaatlerle dolu mektuplarla kandıramaz, onurlu hak mücadelemizi aşağılayamaz, kelimelerin arasına sıkıştırdığınız tehditlerle korkutamazsınız. İnsanlık ve meslek onurumuz için, insanca yaşamak ve insanca çalışmak için mücadelemiz devam edecek” dedi.
BAKAN KOCA MEKTUPTA NELER SÖYLEDİ?
Edinilen bilgilere göre Bakan Koca mektupta “Beyaz Reform” olarak adlandırılan süreçte tüm imkânları harekete geçirmeye, yeni imkânlar oluşturmaya çalıştıklarını ifade ederek, hep birlikte çözüme ortak olmanın, sağduyu içinde sonuç almanın örneğini yaşadıklarını, şimdi de doğru tutumun bu olduğunu vurguladı. Bakan Koca’nın kaleme aldığı mektupta, büyük değişim gösteren maddi şartlardan sağlık çalışanlarını ağır davalara karşı güvence altına alan Malpraktis yasasına kadar reform örnekleri yer alıyor. Sağlıkta şiddetle daha etkin mücadele başta olmak üzere, nöbet ücretlerinin artırılması, enflasyona karşı hakların korunması, sağlık çalışanlarına yapılmakta olan sabit ödemenin emekliliğe sayılması gibi konular ise Beyaz Reform’un ikinci döneminde üzerinde çalışılan başlıklar arasında örnek gösteriliyor. Mektupta “Artık tamamlama aşamasında olduğumuz Sağlıkta Şiddete Karşı Eylem Planı çalışmamızı yakında uygulama sürecine koyacağız” ifadesi yer alırken söz konusu Eylem Planı uygulamaya konmadan önce sağlık çalışanlarının yapıcı katkılarına açılacağı öğrenildi. Bakan Koca, şiddetle mücadele için yürütülen çalışmalara özel ikinci bir mektup yazacağını ise ayrıca belirtiyor. “Tüm sorunlara karşı başarıya ulaşmamız için, bizim kararlılığımızın sizin desteğiniz ile bütünleşmesi gerekiyor” vurgusunun yer aldığı mektupta yanlış zeminlerde ifade edilen taleplerin, hastaya hizmeti aksatan tutumların sağlık çalışanlarının itibarını zedeleyeceği belirtiliyor. Mektupta şu ifade de dikkat çekiyor: “Dönemsel haletiruhiyemizin, sorun çözme amacı yerine başka amaçlar güttüğünden pek emin olamayacağımız taraflarca fırsat bilinmesine izin vermemeliyiz.”