Mersin Barosu Çocuk Hakları Merkezi, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü nedeniyle basın açıklaması yaptı. Baro adına açıklama yapan Mersin Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Av. Ezgi Şimşek, “İsrail ve Filistin arasındaki savaş nedeniyle Gazze’de binlerce çocuğun hak ihlaline uğradığına dikkat çekilerek, “Siyaset ve menfaat üstü bir anlayışla çocukların yaşaması, korunması için tüm dünya ülkelerinin harekete geçmesi gerekiyor” dedi.
Mersin Barosu Çocuk Hakları Merkezi, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü nedeniyle basın açıklaması yaptı. Mersin Barosu yönetim kurulu üyeleri, Mersin Barosu Çocuk Hakları Merkezi yürütme kurulu üyeleri ve avukatların katılımıyla Mersin Adliyesi bahçesinde konuşan Mersin Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Av. Ezgi Şimşek, çocuk hakkı ihlallerinin tüm dünyada artarak devam ettiği “Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nca 20 Kasım 1989 tarihinde kabul edilmesiyle; 20 Kasım, Dünya Çocuk Hakları Günü olarak ilan edilmiştir. Bugün, sözleşmenin kabul edilişinin 34. yılını kutluyoruz. Türkiye’de kabul edilmesinin peşi sıra 1995 yılında yürürlüğe giren sözleşme; neredeyse tüm dünya ülkelerinin kabul ettiği en geniş katılımlı enternasyonal sözleşme niteliğindedir. Bu sözleşme ile hüküm ve koruma altına alınmak istenen çocuk haklarına bir bütün halde bakıldığında maalesef taraf ülkelerce riayet edilemediği, hak ihlallerinin ne yazık ki tüm dünyada artarak devam ettiğini görmekteyiz” ifadelerini kullandı.
“ÇOK ACİL ATEŞKESE İHTİYAÇ OLDUĞU APAÇIK ORTADA”
Gazze’de yaşanan çocuk hakları ihlaline değinen Şimşek, “Bilindiği üzere, 7 Ekim’den bu yana İsrail ile Filistin arasında yaşanan saldırılardan dolayı binlerce çocuk öldürüldü, sakatlandı, aç ve susuz bırakıldı, öksüz kaldı, sevdiklerinden, yerinden yurdundan ayrılmaya mecbur bırakıldı ve ne acıdır ki, bu durum hala ve hızla artarak devam ediyor. Gazze binlerce çocuğun mezarı ve orada bulunan herkes için de cehennem haline geldi. Çocuklara yönelik tehditler sadece bomba ve havan toplarıyla da sınırlı değil. Aynı zamanda milyonlarca çocuk içecek temiz bir su bile bulamıyor. Bu çocukların yaşadığı travmalar nedeniyle, çatışma sona erse dahi, yıllar boyu sürecek bir ruh sağlığı ve psikososyal desteğe ihtiyaçları olacak. Her geçen gün artarak devam eden bu facianın son bulması, etkilerinin silinmesi için elbirliği ile hareket edilmesi gerekmektedir. Şu an çok acil ateşkese ihtiyaç olduğu apaçık ortada. Su, gıda, tıbbi malzeme ve yakıt da dahil olmak üzere insani yardım malzemelerinin güvenli, sürekli ve engelsiz olarak bölgeye ulaştırılması için Gazze'ye giden tüm geçişlerin bir an önce açılması için harekete geçilmesi gerekiyor. Bu doğrultuda siyaset ve menfaat üstü bir anlayışla çocukların yaşaması, korunması için tüm dünya ülkelerinin harekete geçmesi gerekiyor” dedi.
“TARİFSİZ BİR ÜZÜNTÜ İÇERİSİNDEYİZ”
“Dünya çocuk hakları günü olarak şenliklerle, çeşitli eğlencelerle kutlamamız gereken bugünde, çocukların en temel, en doğal hakkı olan yaşama hakkı için bu konuşmayı yapmak zorunda olduğumuz için tarifsiz bir üzüntü içerisindeyiz. Çocukların daha sağlıklı ve gelişimlerine uygun bir yaşam sürdürmeleri için gerçek/tüzel kişilerin her birinin siyaset üstü bir anlayışla meseleye bakmaları ve çocukların maruz kalmış oldukları sorunlara çocukların üstün yararını gözeterek kalıcı çözümler üretmeye çalışmaları gerekmektedir” Şimşek, “Mersin Barosu Çocuk Hakları Merkezi olarak; çocukların uğradığı her türlü ihlal, şiddet, ihmal ve istismarın takipçisi olarak tüm dünya ülkeleri, devlet organları, siyasi erk ve sivil toplum kuruluşları ve inisiyatiflere çocuk hak ihlalleri karşısında yükümlülüklerini defaatle hatırlatıyor, çocuk katılımlı politikaların geliştirilmesi noktasında yapılacak çalışmalarla; çocuklarımızın bedensel, ruhsal gelişimlerini sağlıklı şekilde tamamladıkları, çocukluklarını doya doya yaşayabildikleri ve elbette üstün yararlarının esas alındığı, sağlıklı, fiziksel veya ruhsal olarak acı çekmeyen, hayatın gerisinde kalmayan çocukların yaşayacağı barış ve huzur dolu bir ülke ve dünya temennisiyle; BM Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin kabulünün 34. yılında bütün dünya çocuklarının hak gününü kutluyor, her daim yanlarında olduğumuzu bir kez daha vurguluyoruz. Sözlerimizi her zaman olduğu gibi Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözleriyle bitirmek istiyoruz. ‘Çocuklar geleceğimizin güvencesi, yaşama sevincimizdir. Bugünün çocuğunu yarının büyüğü olarak yetiştirmek hepimizin insanlık görevidir’. Dünya Çocuk Hakları Günümüz kutlu olsun” şeklinde konuştu.
ASLAN: “ÇOCUKLAR HAKLARINDAN YOKSUN”
Mersin Çocuk Hakları Derneği, 20 Kasım Dünya çocuk Hakları Günü’ne ilişkin yazılı bir açıklama gerçekleştirdi. Mersin Çocuk Hakları Derneği Başkanı Sabahat Aslan’ın yaptığı açıklamada, “20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günüdür, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda 20 Kasım 1989'da kabul edilen Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni Türkiye 1990 yılında imzaladı ve bu sözleşme 1995 yılında Türkiye’de de yürürlüğe girdi. Bu sözleşme dünya çocukları arasında din, dil, ırk, renk, cinsiyet, sosyal ve ekonomik olarak her türlü ayrımcılığın önlenmesini, her çocuğun yaşama ve gelişmesini, çocuğun öncelikli yararı ve korunmasını ve sağlıklı sosyal ortamlara katılmasını çocuk hakkı olduğunu, Çocuk sağlığını ve eğitimini tehlikeye sokacak fiziksel, zihinsel ve ahlaki gelişmesini engelleyecek hiç bir işe zorlanmayacağını ifade etmektedir. Dünyada ve Ülkemizde uygulanan neoliberal politikaların sonucunda artan işsizliğin, yoksulluğun, eğitimsizliğin, gelir dağılımındaki adaletsizliğin ve dengesizliğin, göçün, yasal düzenlemelerin yetersizliği, hızlı nüfus artışı ve sosyal devletin tasfiye edilmesi, çocuk haklarının ihlal edilmesine neden olmaktadır. Günümüzde ekonomik krizin, açlığın, eğitimsizliğin, şiddetin, savaşların her türlü ihmalin ve istismarın bedelini çok ağır bir şekilde çocuklar ödemektedirler. Tüm dünyada çocukların karşı karşıya kaldıkları hak ihlalleri ne yazık ki devam ediyor. Milyonlarca çocuk yoksulluk yüzünden ihmal edilmekte ve istismara uğramaktadır” dedi.
“HAK İHLALLERİ ARTTI”
Türkiye’de de çocukların dünyadaki tüm çocuklarla birlikte aynı sorunlarla, her türlü hak ihlalleriyle ve suistimallerle karşı karşıya kaldığını iddia eden Aslan, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Maalesef son zamanlarda çocuk istismarları Ülkemizin gündemine oturmuştur. Çocuklarda erken yaş evliliklerin sayısı artmış olup, bu durumdan kız çocukları olumsuz etkilenmiştir ve kız çocukları eğitim hakkından yeterince faydalanamamaktadır. Laik ve demokratik eğitim sisteminden yavaş yavaş vazgeçilme çalışmaları hızlandırılmıştır. Eğitim sisteminin bir karmaşa sistemine dönüşmesi yüzünden çocukların eğitim hakkı gasp edilmektedir. Çocuk Hakları Sözleşmesi, Çocuk sağlığını ve eğitimini tehlikeye sokacak fiziksel, zihinsel ve ahlaki gelişmesini engelleyecek hiç bir işe zorlanmayacağını ifade etmesine rağmen Ülkemizde milyonlarca çocuk ağır işlerde ve sokaklarda çalışmak zorunda bırakılmıştır. Çoğu kentlerde hava ve gıda kirliliği yüzünden çocuklar sağlıksız ortamlarda yaşamak zorunda bırakılmıştır. Kentlerin sağlıksız planlanmaları nedeniyle çocukların sosyal yaşamdan izole edilmesine neden olmaktadır. Ülkemizde maalesef Çocuk Hakları Sözleşmesi ve Çocuk Koruma Kanununu yeterince uygulanmamaktadır. Ülkemizi ve kentlerimizi yönetenler Çocukları özel olarak korumak, güvenceye almak, eğitim olanaklarından yararlanmalarını, fırsat eşitliği sağlamak, temel eğitimleri ücretsiz olarak karşılamak, fiziksel, duygusal ve ruhsal sağlıklarını korumak, ekonomik amaçlı etkinliklerde her türlü sömürüye karşı korunmaları doğrultusunda gerekli her türlü önlemi almak zorundadır. Çocuklarımızın, çocukluklarını yaşamadan, her türlü sosyal hak ve güvenceden yoksun bir şekilde yaşamalarını engellemek için dernek olarak etkin mücadelemiz devam etmektedir, bu anlamda güvenli, mutlu bir gelecek için çocukları korumak için herkesi göreve davet ediyoruz.”