Anmaya, anlamaya çalışacağız Yahya Kemâl’i. Bir sunumumuz, kısa bir okuma ve teatral gösterimiz olacak. Bekleriz dostlar, şiir yüreğinizi de alın gelin lütfen. Tam da doğum gününde, 2 Aralık Pazartesi günü saat 18.00’de, İçel Sanat Kulübü’nde...
Gerçek adıyla Ahmet Agâh…
Cumhuriyet dönemi yazarları arasında oldukça önemli bir yer tutan, modern şiir ile Divan şiiri arasındaki bağın kurulmasında ve geçişin kendini bulmasında önemli katkılar sağlayan ve aynı zamanda milletvekilliği ve bürokratlık gibi görevlerde de bulunan, hayatı mücadele ve şiirle geçen bir Yahya Kemâl Beyatlı geçti bu dünyadan...
*****
Büyükelçi olarak gidip gelmeleri haricinde, toplam 19 yıl yaşar, Beyoğlu’ndaki Park Otel’in 165 numaralı odasında. Yahya Kemâl‘in, bu 165 numaralı otel odasındaki öğleye kadarki gündelik hayatı, otel görevlileri tarafından şu sözlerle anlatılmıştır: Her sabah 6.30’da uyanırdı. İlk işi zili çalmak, kahvaltı istemekti. Sabahları sütlü kahve içer, kızarmış ekmek yerdi. Sonra gazeteleri okurdu. Edebiyat dergilerini de dikkatle izlerdi. Kendisinden söz eden gazeteleri dergileri saklardı. Şiir yollayan genç şairlerin mektuplarını da atmazdı. Saat 9’da yatağından kalkar, aynanın karşısına geçer, tıraş olurdu. Bir süre eski kahverengi robdöşambrı ile odanın içinde dolaşır, saat 11’e doğru yatağının üzerine oturarak şiir yazardı. Öğle yemeği için ya otelin lokantasına iner, ya da Abdullah Efendi’ye giderdi. Yemekte bir bütün tavuk, üç porsiyon pilav yerdi. 13.30’da yine odasına döner, öğle uykusuna yatardı.
Öğrencilerinden Ahmet Hamdi Tanpınar, hocasının otel odasındaki halini, muhacir bir kuşa benzeterek şu sözlerle ifade eder: Zavallı Yahya Kemâl. Bir insanın, bir insanda bu birbiri ardınca değişen çehreleri, ne garip ve hazin oluyor ve nasıl en son çehre hepsini siliyor, bitiriyor. Park Otel’in barında gördüğüm küçük, dar, takatsiz adımlarla ancak yürüyebilen bîçare ve acınacak ihtiyar. Otelin odasındaki hasta ve büyük kuş… Muhacir kuş... Ve nihayet şimdi çıktığım odada son defa konuştuğum, tebessümüne, bakışının mânâlılığına ve o kadar psikolojik hususiyetine rağmen iskelet olarak gülmeye hazır kemik külçesi baş, nasıl hepsini sildiler.
*****
Anmaya, anlamaya çalışacağız Yahya Kemâl'i. Bir sunumumuz, kısa bir okuma ve teatral gösterimiz olacak. Bekleriz dostlar, şiir yüreğinizi de alın gelin lütfen. Tam da doğum gününde, 2 Aralık Pazartesi günü saat 18.00'de, İçel Sanat Kulübü'nde...