Uyuşturucu ile Mücadele Eden Aileler Derneği üyeleri Mersin’de bağımlı bireylere tedavi mecburiyet yasası getirilmesi ve yaşam köyler açılması için imza kampanyası başlattı.
Uyuşturucu ile Mücadele Eden Aileler Derneği üyeleri Mersin’de bağımlı bireylere tedavi mecburiyet yasası getirilmesi ve yaşam köyler açılması için imza kampanyası başlattı. Sağlıklı gençler, mutlu aileler, daha güvenli sokaklar mottosu ile bir araya gelen Uyuşturucu ile Mücadele Eden Aileler Derneği, bağımlılıkla mücadele konusunda talep ve önerilerini içeren çalışmayı TBMM’ye sunmak üzere hazırladı. Üyeler Mersin’de eski Yoğurt Pazarı’nda bir araya gelerek hazırladıkları çalışmayla ilgili vatandaşların da desteğini almak için imza kampanyası başlattı. İmza kampanyasıyla ilgili bir açıklama yapan Dr. Ruhsar Uçar, “Büyük bir yasal boşluk olarak gördüğümüz bağımlının tedavisinde rızasının aranması, doktorlarımızın, emniyet güçlerimizin ve ailelerimizin elini kolunu bağlamaktadır. Bağımlı bireyden irade beklemek havanda su dövmektir. Yapılacak yasal bir düzenleme ile derhal tedavi mecburiyeti yasası çıkarılmasını ve çıkarılacak bu yasayı desteklemek üzere nitelikli AMATEM’ler (Alkol ve Uyuşturucu Madde Bağımlıları Tedavi ve Araştırma Merkezi) ve yaşam köylerinin kurulması için imza kampanyası düzenlemiş bulunuyoruz” ifadelerini kullandı.
“UYUŞTURUCU KÜRESEL BİR PROBLEM”
Uyuşturucu kullanımının ülke sınırlarını aşarak küresel bir problem olduğuna dikkat çeken Uçar, “Uyuşturucu sorunu yalnızca bazı grupların risk altında olduğu bir problem olmayıp, tüm toplumun problemidir ve herkes risk altındadır. Bu sebeple mücadelenin de toplumun her kesimi tarafından topyekûn bir seferberlik anlayışıyla sürdürülmesi gerekmektedir. Benim başıma gelmez, benim çocuğum yapmaz yaklaşımından uzaklaşıp geleceğimizin teminatı olan çocuk ve gençlerimizin bu illetten kurtulması için toplumun tüm kesimleri üzerine düşen her türlü sorumluluğu sonuna kadar yerine getirerek, çağımızın vebası olarak değerlendirilen bu sorunla sonuna kadar mücadele edilmesi gerekmektedir. Uyuşturucuya ulaşım konusunda her türlü adli mücadelenin yanı sıra aileleri korumak da çok önemli. Bağımlı bireylerin tedavi olması ve tekrar topluma entegre olmaları, bağımlılıktan kurtulmalarının çok önemli bir aşamasıdır” şeklinde konuştu.
“TEDAVİ ZORUNLU OLMALI”
Bu aşamada bağımlıların tedaviyi reddetmeleri de doktorların ve ailelerin çokça karşılaştıkları bir durum olduğunun altını çizen Uçar, “Bu nedenle tedavinin aile rızası ile gerçekleştirilmesi büyük önem arz eder. Zira madde bağımlılığı bireyin iradesini ortadan kaldırmakta ve bireyi, kendi eylemlerini kontrol edemeyeceği bir duruma sokmaktadır. Bu durum içindeki bir kişinin hem hukuki hem de tıbbi olarak tedavi olma hususunda rızasının aranmaması gerekir. Madde bağımlılığı ile mücadelede zorunlu tedavi hususunda yasal düzenleme yapılması elzemdir. Mevcut yasal düzenlemeler ışığında tedaviyi reddeden bireyin bağımlılıktan kurtulması mümkün değildir. Bağımlılıktan kurtulma hususunda tedavide bireyin rızasının aranmaması için yasal düzenlemelerin yapılmasını talep ediyoruz” diye konuştu.