Mecliste görüşülen tüketicilerin korunmasına yönelik kanun teklifinin tüketiciye değil yandaş şirketlere imtiyazlar tanıdığını iddia eden İYİ Parti Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz, ...
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) görüşülen tüketicilerin korunmasına yönelik kanun teklifi ile ilgili konuşan İYİ Parti Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz, “Bu Hükûmet döneminde dar gelirli vatandaşlarımızın konut sahibi olabilmeleri artık hayaldir, tüketicilerin alım gücü dibe vurmuştur. Yüksek enflasyon, artan faiz oranları ve düşük ücretler vatandaşları âdeta borç batağına sürüklemiş, özellikle tüketici kredileri ve kredi kartı borçlarında yaşanan artış endişe verici boyutlara ulaşmış, bankaların takipteki alacakları da patlamıştır. Bankaların takipteki alacakları bireysel kredilerde yüzde 47, konut kredilerinde yüzde 26, taşıt kredilerinde yüzde 44 ve ihtiyaç kredilerinde ise yüzde 47 artmıştır. Kredi kartlarındaki takipteki alacaklarsa yılbaşından bu yana yüzde 156 artmıştır. Böylece, 2023 yılında 160 milyar 271 milyon lira olan bankaların takipteki alacakları 2024 yılının ilk sekiz ayında neredeyse 2 kat artarak 249 milyar 308 milyon liraya ulaşmıştır. Hükûmet hemen hemen her alanda yaşanan fahiş fiyat artışlarına karşı tüketicileri koruyamamış, tarlada ve bahçede para etmeyen ya da çok düşük fiyatlarla üreticiden alınan ürünler marketlerde yüksek fiyatlarla el yakmaktadır” ifadelerini kullandı.
“TÜKETİCİ BAKANLIĞI KURULMALI”
Tüketicileri korumakla yükümlü olan Ticaret Bakanlığı’nın yüksek fiyatlara müdahale etmek yerine bu durumu sadece seyrettiğini iddia eden Kocamaz, “Bakanlık başka işlere bakmaktan tüketicilerin sorunlarına bakamaz hâldedir. Bu nedenle, tüketicilerin haklarını koruyacak kapsamlı bir tüketici bakanlığının kurulması ülkemizde kaçınılmaz hâle gelmiştir. Bankalar kredi kullanan bütün vatandaşlardan hâlen “kredi tahsis ücreti” adı altında dosya masrafı almakta, tüm itirazlara rağmen tüketicilerden ısrarla kredi kartı yıllık ücreti tahsil etmektedir. Tüketicinin sesine bu Hükûmetten ne yazık ki kulak verecek kimse kalmamıştır. Vatandaşlar “Kredi kartı yıllık ücreti yasal değil, kaldırılsın.” derken Hükûmet yeni bir çalışma yaparak bu ücreti kendisi için yasal bir hâle getirmek istiyor. Vatandaşlar bir de bu dar günlerinde limiti 100 bin TL ve üzerinde olan her bir kredi kartı için yıllık 750 TL Savunma Sanayi Destekleme Fonu’na katkı payı ödemek zorunda kalacaktı. Neyse ki bu teklif Komisyonda geriye çekildi. Tüketiciler ve satıcılar arasında yaşanan uyuşmazlıklar her geçen gün artmakta. Bu kapsamda, Tüketici Hakem Heyetlerine yapılan başvurular da doğal olarak her gün artmaktadır. 1995 yılından itibaren 28 yılda 17 milyon uyuşmazlık olayı Tüketici Hakem Heyetleri tarafından karara bağlanmış, Tüketici Hakem Heyetlerine sadece 2023 yılında toplam 707 bin 814 başvuru olmuştur. Yapılan bu başvuruların büyük bir kısmı maalesef, cep telefonu, kredi kartı, üyelik ücretleri ve GSM abonelikleri konusunda yapılmış ve hiçbir çözüme de ulaşılamamıştır. Buradan Hükûmete sesleniyorum: Ne olur, bir kere de halkın yaşadığı problemlere kafa yorun diyor” ifadelerini kullandı.
“BU KANUN TÜKETİCİYİ DEĞİL, YANDAŞ ŞİRKETLERİ RAHATLATIYOR”
Bu kanun maalesef tüketiciyi korumaya yönelik herhangi bir şey getirmediğini ileri süren Kocamaz, “Şu hayat pahalılığı döneminde vatandaşı rahatlatmıyor, getirdiği yeni gizli ya da açık vergilerle üstelik vatandaşın yükünü daha da ağırlaştırıyor. Savunma Sanayi fonuna diyerek, araba ve ev alana ödettiği vergilerin üzerine yeni vergi, banka kartına ve noter masraflarına ilave zam gibi yeni yeni vergiler getiriyor. Halktan gelen tepkiler üzerine bu gizli zam şimdilik kaydı ile geri çekildi. Bizler Milletçe Ülkemizin savunmasına yönelik her türlü fedakarlığı alnımızı kırıştırmadan yaparız. Bu konuda Milletçe ne kadar hassas olduğumuzu tüm dünya bilir. Ancak öncelikle 1999’da yaşadığımız Marmara Depremi’nde toplanan deprem vergisiyle ve 1,5 yıl önce gerçekleşen Kahramanmaraş merkezli depremle ilgili olarak 2. kez toplanan Motorlu Taşıtlar Vergisi’nin akıbetinin ne olduğunun açıklanması gerek. Bu kanun, açıkça ifade edilmese de aslında çok yüksek ciro yapmasına rağmen, kurulduğu günden itibaren, beş yıldır bir kuruş vergi vermemiş ve şu anda da hissesinin yüzde 60’şı Çinli ortaklarına geçmiş, internetten satış yapan bir şirkete imtiyaz tanıyor. Kendilerine sorarsan bu kanun herkese eşit uygulanacak diyorlar. Oysa, getirilen kanundaki tanıma bir tek şirket uyuyor. İki yıl önce muhalefetin tüm itirazlarına rağmen çıkardıkları kanunu, bugün değiştirmek istemelerinin nedeni maalesef bu” şeklinde konuştu.
“KANUNA HAYIR DİYECEĞİZ”
“Böyle bir devlet anlayışı olabilir mi? Lafa geldi mi, meydanlarda halka Şeyh Edebalı’nın sözlerini tekrarlayarak, ”İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” diyorlar. Ama uygulamada tam tersini, yani yandaş şirketi yaşat, o şirketlere imtiyaz tanı, vergi borçlarını sil ki, devlet zaafa uğrasın, işçiye emekliye düşük maaş ver ki insanlar ne yapacağını şaşırsın, sıkıntı ve yokluk içerisinde kıvransın dursun diyorlar. Çin Hükümeti’nin Doğu Türkistan Özerk Bölgesi’ndeki soydaşlarımıza uyguladığı soykırım politikalarını artırdığı bir dönemde, AKP Hükümeti’nin Çinli bazı şirketlere duyduğu bu yakın ilgiyi anlamakta zorluk çekiyoruz” ifadelerini kullanan Kocamaz, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: “Aynı filmi daha öncede, diğer elektrikli araç firmalarına uygulanan gümrük vergilerini artırırken, Çinli BYD firmasına sıfır gümrük uygulayarak ayrıcalık tanıdığı ve devletimizi milyarlarca dolar zarara uğrattığı gibi. Böyle bir pervasızlık, böyle bir kör göze parmak misali, göz göre göre Devleti zarara sokmak olabilir mi? Biz böylesine iç karartan kirli bir pazarlığın arkasında kim ya da kimler var? Detayları nedir? Bu imtiyaz hangi yandaş kişi ya da firmaya tanınmıştır henüz net olarak bilmiyoruz. Ancak 5’li çete ile diğer yandaş kişi ve şirketlere alenen yapıldığı herkesçe malum vergi afları, bu tür davranışlarının en belirgin ispatı. Böyle bir devlet yönetimi, böyle bir hükümet etme anlayışı olabilir mi? “Yaparsa AKP yapar!” sözünün açılımı demek ki buymuş. Bizler, belki Meclis’teki sayısal çoğunluk Cumhur ittifakı’nda olduğundan gücümüz yetmeyecek ama, tarihe not düşmek adına, halkımıza hiçbir yararı olmayan bu kanuna hayır diyeceğiz!”