Enflasyon muhasebesiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan SMMMO Mersin Odası Başkanı Emin Levent Türkili, “Uygulama yıllık ve vergisiz olmalıdır. Enflasyon düzeltmesi sonucu tespit edilecek farklardan dolayı mükellefleri ilave bir vergi hesaplanmamalı, zarar oluşması halinde ise zarar olarak kabul edilmeli. Muhasebe ve finans departmanlarının bu işlemleri yapabilmesi için ekstra kaynaklar ayrılmalı” dedi.
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır ve Meclis Başkanı Hamit İzol, Mersin Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nı (SMMMO) ziyaret etti. SMMMO Yönetim Kurulu Başkanı Emin Levent Türkili’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen ziyarete, MTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mustafa Özdamar ile Yönetim Kurulu Üyesi İdris Üstemel ve SMMMO Yönetim Kurulu Üyeleri katıldı. Görüşmenin ana gündem maddesi enflasyon muhasebesi oldu. ‘Enflasyon düzeltmesi’ başlığı altında uygulamaya konulan düzeltmenin, hem mükellefleri hem de mali müşavirleri zorlayacağını belirten Başkan Emin Türkili, düzeltmeyle ilgili eksikliklerin ve önerilerin bulunduğu bir rapor hazırladıklarını söyledi. Ziyarette raporu Başkan Hakan Sefa Çakır’a sunan Türkili, düzeltme ile ilgili önerilerini şöyle sıraladı; “Uygulama yıllık ve vergisiz olmalıdır. Enflasyon düzeltmesi sonucu tespit edilecek farklardan dolayı mükellefleri ilave bir vergi hesaplanmamalı, zarar oluşması halinde ise zarar olarak kabul edilmeli. Muhasebe ve finans departmanlarının bu işlemleri yapabilmesi için ekstra kaynaklar ayrılmalı. Enflasyon düzeltmesi, enflasyonist etkiler ve paranın satın alma gücündeki değişmeler nedeniyle gerçek durumu ifade etmeyen mali tabloların, gerçek durumu ifade eder hale gelmesi amacıyla enflasyonist etkilerden arındırılarak düzeltme işlemine tabi tutulmasıdır. Diğer bir ifade ile mali tablonun ait olduğu tarihteki satın alma gücü cinsinden hesaplanmasıdır. Yüksek enflasyonlu bir ekonomide, faaliyet sonuçlarının ve finansal durumun enflasyon düzeltmesi yapılmaksızın yerel para biriminde raporlanması anlamsızdır. Mali tabloların satın alma gücü cinsinden hesaplanarak doğru ve güvenilir bilgiler vermesi amacıyla enflasyon düzeltmesi yapmak mali tablo kullanıcılarının doğru karar vermeleri için zorunludur” dedi.
“ENFLASYON DÜZELTMESİ SONUCU OLUŞAN KAR VERGİLENDİRİLMEMELİ”
Enflasyon düzeltmesi sonucu oluşan karın vergilendirilmemesi, zararın ise zarar olarak kabul edilmemesi gerektiğinin altını çizen Türkili, “Yüksek enflasyon nedeniyle işletmeler faaliyetini özsermayeleri ile yürütemez hale gelmiş ve yabancı kaynaklara ihtiyaç duymaktadır. Bu durumda varlıklarını, borç ile karşılayan işletmelerin çoğu 2024 ve müteakip yıllarda geçici vergi dönemlerinde mali tablolarını enflasyon düzeltmesine tabi tutması sonucu kar etkisi yaratacak ve bu kar üzerinden vergi hesaplanacaktır. Enflasyon düzeltmesi sonucu, İşletmelerin henüz elde etmediği düzeltme nedeniyle kazançlarından talep edilen bir vergi olması, yüksek enflasyon nedeniyle dar boğaza düşen işletmelere ciddi bir vergi yükü oluşturmaktadır. Ülkemizdeki Yüksek enflasyon nedeniyle satın alma gücünü fazlasıyla kaybeden işletmeler faaliyetini yürütemez halde iken, birde enflasyondan kaynaklanan Vergi etkisi nedeniyle bir çok işletme faaliyetine son vermek veya iflas etmek zorunda kalacaktır. Enflasyon düzeltmesi mali tabloların bulunduğu dönemdeki satın alma gücüne göre yılda bir kez hesaplanması gereklidir. Ancak Enflasyon düzeltmesi sonucu oluşan kar üzerinden vergi hesaplanmamalı, zarar oluşması halinde ise zarar olarak kabul edilmemesi gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
ÇAKIR; “DÖNEMİN SATIN ALMA GÜCÜNE GÖRE YAPILMASI GEREKİR”
Türkiye’nin yüksek enflasyonla mücadele ettiğinden bahseden Başkan Hakan Sefa Çakır ise, enflasyon muhasebesi olarak da bilinen enflasyon düzeltmesinin, finansal faaliyetlerin, yüksek enflasyon ortamında sürdürülmesi gerektiği durumlarda başvurulan bir yöntem olduğunu ve yüksek enflasyonlu ekonomilerde mali tabloların güvenilirliği için enflasyon düzeltmesi yapılması gerektiğini söyledi. Enflasyonla paranın alım gücünün değiştiğini ve şirketlerin mali durumlarının gerçeği yansıtmadığına değinen Çakır, “Yüksek enflasyonlu bir ekonomide faaliyet sonuçlarının ve finansal durumun enflasyon düzeltmesi yapılmadan yerel para biriminde raporlanması şirketleri zora sokan bir uygulama olur. Bu uygulama sonucu yapay olarak büyüyen bilançolarla varlıkların artışı bir kar olarak görülmemeli ve vergilendirilmemelidir. Enflasyon zaten işletmelerin özsermayelerini eritmekteyken, bir de bu yasal düzeltmeyle ekonomiye bedel ödetilmemelidir. Enflasyon düzeltmesinin mali tabloların bulunduğu dönemin satın alma gücüne göre yapılması gerekir” şeklinde konuştu.